Kendi Kendinize Meme Muayenesi

Meme kanserleri hakkında...
Dünyada meme kanseri, kadınlarda görülen en sık kanser türü olup tüm kanserlerin % 21’ ini oluşturmaktadır.

Meme kanserleri 20 yaşına kadar çok seyrek, 40-70 yaş arasında en sık görülür.

Diğer tüm kanser çeşitleri gibi meme kanserinin tedavisinde erken teşhis çok önemli bir rol oynamaktadır.

Neden kendi kendinize meme muayenesi gereklidir?
Öncelikle burada unutulmaması gereken nokta hastaların bu tür muayeneleri evde kendi başlarına yapabilmelerine rağmen düzenli meme muayenelerine gitmeyi ihmal etmemeleridir.

Çünkü ancak hekim muayenesi, meme ultrasonografisi ve iki taraflı mamografi ile memelerin tam değerlendirmesi mümkün olmaktadır.

Meme kanserlerini erken dönemlerde yakalamak ve kişilerin kendilerine dikkat etmeleri açısından evde kendi kendinize meme muayenesi önerilmektedir.

Bu nedenle 20 yaşını aşmış her kadın, düzenli ve aylık olarak, her adet kanamasının bitiminden hemen sonra meme muayenesi için bir kaç dakikasını ayırmalıdır.

Meme muayenesini en uygun ne zaman yapabilirsiniz?
Meme muayenesi için en uygun zaman, adet gören kadın için adetinin bitiminden sonraki ikinci ya da üçüncü gündür.

Adet görmeyen kadınlar ayın belirli bir gününü seçip her ay gün atlamaksızın kendi kendini muayene edebilir. Bazıları bu muayeneyi banyodayken yapar. Bu şekilde parmaklar ıslak ve sabunla deri üstünde daha rahat kaydığından altındaki dokuyu ve değişiklikleri hissetmek daha kolay olur.

Memedeki kitlelerin % 80'i kendiniz tarafınızdan yaptığınız bu aylık muayeneler sırasında saptanabilir. Evet yanlış okumadınız tam olarak % 80’i !!!

Yine takrarlayalım, yıllık olağan jinekolojik muayenelerinizde doktorunuzun yaptığı meme muayenesi ile belli bir yaştan sonra muayeneye ek olarak yapılan mamografi ve meme ultrasonografileri de meme kanseri erken tanısında önemli olan diğer yöntemlerdir.

Meme muayene nasıl yapılır?
Meme muayenesi; gözle değerlendirme, yatar pozisyonda elle değerlendirme ve ayakta elle değerlendirme şekillerinde yapılabilir.

Kendi başınıza meme muayenesi

Muayene için öncelikle aydınlık bir ortamda aynanın karşısında dik durarak kollar vücudun iki yanına sarkıtılır.






Bu pozisyonda memelerin bir ay önceki durumuna göre büyüklük ve biçim açısından aynı olup olmadığı, deri yüzeyinde ve meme başında değişiklik görülüp görülmediği incelenir.


Ayrıca bir yerinde kızarıklık, kitle ve de özellikle meme başında içe çökme ya da çekilme olup olmadığına bakılmalıdır.




Daha sonra kollar yukarı kaldırılıp memenin biçimi, büyüklüğü ve yüzeyi kontrol edilmelidir.




Yatarak yapılan elle muayenede memeyi düzleştirip göğüs kaslarını germek amacıyla, kol başın üzerine kaldırıldıktan sonra koltuk altı sınırından meme başına ve göğüs kemiğinden meme başına doğru parmaklarla enine paralel çizgiler çizilerek kontrol edilir.

Elle meme dokusunun tümüyle taranması, memenin koltukaltından göğüs kemiğine, köprücük kemiğinden memenin alt sınırına kadar tüm alanların dikkatlice hissedilmesi ile mümkündür. Bu amaca yönelik olarak parmak uçlarınızı meme üzerinden kaldırmadan memenin tamamını ya daireler çizerek, ya yukarıdan aşağı-aşağıdan yukarı tarayarak ya da merkezden dışa tarayarak değerlendirebilirsiniz.



Meme dokusunda saptanan her değişiklik tümör değildir. Normal olarak meme dokusu küçük yumrulardan oluşur. Bu yumrular adet kanamasından önce belirginleşir ya da düzensizleşir.


Bu nedenle adet öncesi dönemlerde meme muayenesinin yapılması önerilmez.

Muayene sırasında herhangi bir kuşku durumunda mutlaka hekime başvurulmalıdır.

Meme muayenesinde hangi bulgular normal değildir?
Gözle muayenede memelerde belirgin şişlik, meme cildinde içe doğru çekilme alanları, renk değişiklikleri, kızarıklıklar, yüzeyel damarlarda önceden varolmayan belirginleşmeler gibi bulgular normal değildir.

Ciltte "portakal kabuğu manzarası" denilen ve cilt yüzeyinde lenf kanalı tıkanıklıklarına bağlı olarak portakal kabuğu görünümünün oluştuğu durumlarda da hekime başvurulmalıdır.

Aynada memelerinizden birinin diğerine göre daha farklı bir boyutta olduğunu fark ederseniz endişeye kapılmayın. Başka bir bulgunun yokluğunda bu durum yapısaldır ve normal olarak kabul edilebilir.

Meme ucunun içe doğru çekilmesi, tümüyle içe gömülmesi, meme başında şekil ve renk değişiklikleri de bakılması gereken diğer bulgulardır.

Meme uçlarınız önceden beri içe dönükse, bu da yine yapısal bir durumdur. Patolojik olmasında önemli olan böyle bir değişikliğin yeni ortaya çıkıp çıkmadığıdır.

Memede ele gelen bir kitlenin habis (kötü huylu) olma olasılığı düşüktür. Ancak her kitlenin mutlaka bir doktor tarafından ileri incelemelerle değerlendirilmesi gerekir.

Kendi kendine yapılan meme muayenesinde meme uçlarının sıkılarak buradan sıvı gelip gelmediğinin araştırılmasının gerekli olup olmadığı konusu ise tartışma konusudur.

Genel görüş, doktor tarafından yıllık gerçekleştirilen olağan meme muayenesinde meme uçlarının sıkılarak memeden sıvı gelmesinin olup olmadığının araştırılması şeklindedir.

Kendi kendinize yapılan muayenelerde meme uçlarının sıkılmaması, ancak sıkılmadan (kendiliğinden) memeden sıvı gelmesi durumunda bunun hekime bildirilmesi yönündedir.

Gözlemler aşamasında bir sorun olduğunu düşündüğünüzde, sıkmayla sıvı geldiğinde ve/veya elinize kitle geldiğini fark ettiğinizde gecikmeden doktora başvurmalısınız.

Anlatılan memelerdeki tüm bu değişikliklerin varlığı; memelerinizde normal dışı bir durumun varlığını göstermeyip, yalnızca ileri tetkik amacıyla doktorunuza başvurulması gerektiğini ifade etmektedir.    

İlgili Linkler:
Meme ile ilgili genel bilgiler   >>>
Meme hastalıkları   >>>
Meme başı akıntıları   >>>
Meme kanseri   >>>
Mastalji (memede ağrı)   >>>

Hera Klinik: Vajinismus Tedavi ve Genital Estetik Merkezi
0530 763 3400