KIZ İSİMLERİ >> S Saadet :Mutluluk Saba :Gündoğusundan esen hafif rüzgar Sabah :gündüzün ilk saatleri, öğleye kadar olan vakit Sabahat/Sebahat :Güzellik Sabiha :Yüzen, yüzücü, güzel şirin, hoş Sabite :Yerinde duran, kımıldamayan Sabriye :Sabırlı, sabırla ilgili Sacide :Secdeye varan, yere yüz süren Sadberk :Yüz yapraklı, katmerli Safiye :Katıksız, katışıksız saf Sahiba :Bir şeyi elde etmiş olan Sahil :Deniz kıyısı Sahra :Kır, ova, çöl Saime :Oruç tutan, oruçlu Sakine :Oynamayan, kımıldamayan, durgun Saliha :İyi, yarar, yetkili, hakkı olan Salime :Eksiksiz, sağ, sağlam Salkan :Serin yellere karşı olan yer Salkım :Çoğunlukla bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş; Baklagillerden bir ağaç ve bunu çiçeği; sarkan şey, hevenk Samime :Bir şeyin temeli, en köklü yeri Sanal :Herkesçe tanın, ünlen, ün al Sanay :İkircikli, kararsız, duraksayan; kuruntu, işkil Sanem :Put, put kadar güzel, çok güzel Saniye :Dakikanın 60'ta biri süresinde zaman birimi Sargın :Sarıcı, çekici, sevimli Sarıçiçek :Artvin dolaylarında kız erkek birlikte oynanan bir halk dansı Sarıgül :Sarı renkte çiçek açan bir gül Sarıgüzel :Sarı renkte çiçek açan bir gül Sarıyıldız :Çobanyıldızı, Çulpan , Çolpan, Zühre Sarmaşık :Koyu ve yeşil renkli ve değişik biçimde yaprakları olan, saplarından çıkan ek kökçükleriyle tırmanan, renkli çiçekleri olan bir bitki Saygın :Sayılan, sevilen Sayıl :Her zaman saygı gör Saygül :Sayılasın ve gül gibi güzel olasın Seber :dost, arkadaş Sebil :Karşılıksız dağıtılan içme suyu ve bu amaçlı baş yapı Sebla :Uzun kirpikli göz Seçen :Seçme işini yapan, bir şeyi seçen Seçil :Beğenilen, seçilen Seçilay :Seçil ve Ay gibi güzel ol Seçkin :Seçilerek en iyi diye ayrılmış olan; benzerleri içinde niteliklerinin üstünlüğüyle göze çarpan, üstün Seçmen :Beğenen, seçen, seçimde oy verme hakkı olan kimse Seda :Ses Sedef :Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu Seden :(Sedan) Sesin, seslenişin Seher :Tan ağartısı, ortalığın aydınlandığı an Sel :Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşup önüne ne gelirse alıp götüren taşkın su Selay :Sel ayı, sellerin çok olduğu ilkyaz ayları Selbi :bkz. Selvi Selcan :Dede Korkut öykülerinde geçen bir ad Selcen :bkz Selcan Selçuk :Selçuk Türklerinin atası, Selçuk Sultan, Gazneliler çağında Türkmenleri bir araya getirip bir devlet kurmuştu. Daha sonra birçok kollara Ayrılan Selçuklular Anadolu'da da güçlü bir devlet kurmuştur Selda :(Seldağ) Dağ seli, dağdan inensel Seldağ :Dağlardan akan sel, dağ seli Selden :("Selden tutulmuş" anlamında) selin getirdiği Selek :Eliaçık, konuklarını iyi ağırlayan Selen :Haber, havadis, kulakla duyulan,işitilen Selgün :Selin oluştuğu gün, sel günü Selışık :Sel gibi ışık, sel gibi akan ışık Selışıl :Sel gibi akan parıltı, selin ışılı Selışın :Sel gibi akan ışın Selin :Öğünç, sevinç Selinti :Ufak sel Selis :Akıcı söz Selma :Doğru ve iyi yolda, selamette olma Selmin :Barış ve sevgi duygusuyla dolu olma Selok :Sel gibi akan ok. Selvi :Yaz, kış yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç, servi selbi Selvican :Servi gibi güzel kimse Sema :Gökyüzü Semahat :Cömertlik, el açıklığı Semiha :Cömert gönüllü, eli bol Semiramis :Asur kraliçesinin adı Semra :Esmer Sena :Övme Senay :Ay gibisin sen anlamında Senbul :Sen ara ve bul Senem :Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı (Arapçada) put; kendisine tapılacak denli güzel olan kadın, sevgili, güzel Sengül :Gül sensin, sen gülsün Seniha :Yüce, yüksek Sepin :Gelin için hazırlanan her türlü eşya, çeyiz, sepi, dğünde geline verilen armağan Serap :Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmacı Seren :Gemi direği uzun ağaç, "sermek" eylemini yapan Serenat :Geceleyin sevgilinin penceresinin önünde verilen küçük konser Serin :Ilık ile soğuk arası, az soğuk, serinlik veren Serpil :Geliş ve büyü, boylan, boy at; ince ince savrularak yağ Serpin :Sert yelle savrulan yağmur, dolu Serra :Rahatlık, kolaylık Sertap (b) :Ser +Tab Pırıltılı baş, ışıltılarınbaşı Servi :Yaz, kış yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç, selbi, selvi, Uzun boylu ve güzel kadın Ses :Kulağın duyabildiği titreşimler Seval :Beğen, sev, ve al, al ve sev Sevda :Aşk, sevgi, tutku tutkunluk Sevdeğer :"Sev, o senin sevgine değer" Sevdem :Sevginin en son demi Sevdiye :Sevesin diye Seven :Bir başkasına sevgi duyan Sevecan :"Can seni seve" Sevecen :Acıyarak, koruyarak seven, sevgi dolu Seven :Sevmiş olan, sevdaya tutulmuş, sevgi duyan Sevenay :Sevdaya tutulmuş olan Ay Sevencan :Sevdaya tutulmuş olan can. Sevengül :Sevdaya tutulmuş olan gül Sevengün :Sevdaya tutulmuş olan Güneş Sevgen :Sevgi dolu, sevecen, sevmeye yatkın Sevgi :Aşk, sevme duygusu Sevgili :Kendisine aşk duygusuyla bağlı olunan kişi Sevgim :Benim olan sevgi, aşkım Sevgin :Seven, sevgiye düşkün Sevgül :Sevginin gülüsün Sevgün :Sevilen günsün Sevi :Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu Sevil :"Kendini sevdir" sevgiye yaraşır ol Sevilay :Sevilen Ay'sın Sevim :Birine yakınlık duymak, sempati Sevin :("Sevinmek"ten buyruk) sevinç duy, neşelen coş Sevinç :İstenen ya da hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku Sevindal :Dal gibi olduğun için sevinesin Sevingül :"Sevinmek" ve "gülmek"ten buyruk hem sevin hem gül Sevkal :Sev ve kal, sev ve sevdiğin yerde kal Sevsay :Sev ve say Sevsen :"Keşke sevmiş olsan" Sevsevil :Sev ve sevil, hem sev hem de sevil Sevtap :Aşırı, tapacak kadar sevgi duyan Seyhan :Adana kentinin içinden geçip Akdeniz'e dökülen, Çukurova'ya bereket getiren ırmak Seyyal :Akışkan, sıvı, yerinde duramayan Sezal :Sez ve al Sezan :Sez ve an Sezay :Sez ve Ay gibi güzel olan Sezek :Sezebilen, sezen, duyumsayan Sezen :Açık bir kanıt olmadığı halde olmuş ya da olcak bir şeyi kestiren, duyumsayan Sezer :Olacak bir şeyi önceden duyumsar, bir şeyin olacağını önceden kestirir Sezgen :Sezen, sezgisi olan, sezme yeteneği olan Sezgi :Aklın yardımı olmadan, gerçeğin doğrudan doğruya Kavranması; bir şeyi önceden bilme, duyumsama yeteneği, sezme yeteneği, seziş Sezgin :Sezen, sezgisi olan, sezme yeteneği olan, sezgen, duyumsayan, sezici Sezginay :Sezme yeteneği olan Ay Sezin :Sezinleme işi, sezme Seziş :Sezme yolu, sezme biçimi, sezme Sezmen :Sezen kimse Sıcak :Sıcakkanlı, cana yakın Sıdıka :Çok içten ve doğru kimse Sıla :Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer Sırma :Altın yaldızlı, ya da yaldızsızince gümüş tel Sibel :Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı Sim :Gümüş gibi parlak ve beyaz Sima :Yüz, çehre Simge :Alamet, sembol, birşeyi anlatan im, imge Sinem :Benim tenim, benim vücudum, göğsüm Simin :Gümüşten, gümüşe benzeyen Simya :Bir şeyi başka bir şeye dönüştüren düşşel güç Siren :Uyarı işareti veren canavar düdüğü Siret :Bir kimsenin ahlakı, kişiliği Solmaz :Güzelliğini, tazeliğini uzun süre koruyan Sonat :Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri Sonay :Yılın son ayı (bu ayda doğan çocuklara konur) Songül :(Doğan son çocuğa konur) güllerin sonuncusu Songün :Günlerin sonucusu Songür :Sonu bol ve güçlü, sonu gür Sonnur :Son ışık Sonuç :Bir olayın doğurduğu başka bir olay ya da durum, sonda ortaya çıkan Sonyaz :Sonbahar Soydan :İyi bir aileden gelen, soylu Sönmez :Sürekli olarak yanar durur Sönmezay :Sürekli olarak ışık saçan Ay. Sözen :İyi söz söyleyen, iyi konuşan Su :Canlıların yaşamı için çok gerekli olan, rengi kokusu, tadı olmayan sıvı Suat :Mutlu, mutlulukla ilgili Sultan :Hükümdar ailesinden, anne, kızkardeş Sumru :Bir şeyin yüksek yeri, tepesi Suna :Bir sülün türü, bir tür sülün, yaban ördeği Sunal :Al ve sun, hem sun hem al Sunam :"Benim sülünüm, benim yaban ördeğim, benim sunam Sunar :Saygıyla verir, takdim eder Sunay :Ay sun, ay ışığı sun Sunu :Armağan, birine sunulan şey, geline verilen armağan Suzan :Adak ayı Sühandan :Güzel konuşan Süheyla :Güney yönünde görünen parlak yıldızlar Sülün :Uzun kuyruklu, büyük boylu, süslü, güzel bir kuş, boyu posu yerinde olan, çok güzel Sümer :Mezopotamya'nın güneyinde devlet kuran, çivi yazısını bulan ve Ve kullanan bir Türk budunu Sümeray :Sümerlerin ayı Sündüs :Çözgüsünde altın, gümüş teller bulunan eski ipekli bir kumaş türü Süren :Yetişip ortaya çıkan, sürüp giden, olagelen Süsen :Nisan - Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek Süzülay :Gökteki Ay gibi süzül Sanş :Talih, fırsat |